Katt Garcia koca beyaz siki dar siyah götüne bastıra bastıra alıyor

Katt Garcia, o siyah teni ve iri göğüsleriyle tam bir serseri gibi ortama hükmediyordu. Beyaz adam Sean Lawless’un devasa yığını avuçlarına aldığında, oradaki bütün enerji bir anda gerildi. O büyük, kalın yarak sırtını sertçe dürtlüyor, Katt’ın acayip ıslak amcığını inceden gark etmeye başlıyordu. Siyah kadının gözlerinde yanan ateşle birlikte her hareketi daha da agresifleşiyordu; çılgınca sarkoyup adamın domalmasına izin veriyordu.

Amcığını açar açmaz o kalınlığı içine alan Katt, acı ve zevkin arasında yalana sarılıyordu. Gıcır gıcır sesler odanın içinde yankılanırken, Sean adeta köklemeyi bırakmıyordu; her itişinde negritanın bedenini derinden titreten o karanlık arka kapıdan içeri doluyordu. Katt’tan çıkan kesik kesik iniltiler yükseliyor, boğazından zorla kopan “Daha sert!” çığlıklarıyla ortam yanıyordu. Sadece basit bir sikmek değil, bir savaştı yaşanan; hem vücutlar hem ruhlar birbirine geçiyordu.

Büyük göğüslerini iki yana atarak omuzlarını gerdiğinde adam daha da hiddetlenip bastırıyordu. O kocaman yaranın dibine kadar sokuyor, her seferinde biraz daha derinden dayayıp Katt’ı delirtiyordu. Siyah kadının amcığına saplanan bu beyaz devin sertliği karşısında dayanmak imkânsızdı artık; nefesler kesiliyor, ter damlıyor ve dayanılmaz bir haz harmonisi kuruluyordu ortada. Yavaş yavaş sabrı tükenen adam sinirle vücudunu sarsıyor, bütün gücünü vererek son darbelerini indirirken Katt da son kalan sıcaklığını onun üzerine kusuyordu.

Çatlaklarda yankılanan o kalın kök sesiyle birlikte doruğa ulaşmışlardı sonunda: Siyah kızın kaburgalarına kadar giren o devasa am, zincirlenmiş arzularını serbest bırakmıştı. İkisi de bitap düşmüşken bile gözlerinde hala yanar bir kin ve doyumsuzluk vardı; tam anlamıyla bir sikim savaşının sonunda kazanılmış kutsal zaferin izleri yüzlerine kazılmıştı.